Şehir Efsaneleri

26 Aralık 2019 Perşembe

Kırklareli Bilim Sanat Merkezi / Kaynarca Efsanesi

KAYNARCA EFSANESİ
Bir zamanlar Tuna boyunda sürüsünü otlatan bir çoban, mor koçu başka tarlaya kaçınca koçu çağırır. Tarla ırmağa çok yakındır. Seslenir, çağırır, mor koçu döndüremez. Kırlarda; kendi bıçağı ile nakışladığı, özenle işlediği hiç elinden bırakmadığı bir değneği vardır. Koç geri gelmeyince öfke ile değneğini mor koça fırlatır. Hayvan tarladan çıkar ama çobanın değneği de Tuna Nehri‘ne düşer. Düşünce de nehir değneği alıp götürür.
Değneğinin nehre düşmesine çok üzülen çoban, değneği arar ama bir türlü değneğini bulamaz. Aradan yıllar geçer. Göçmen olarak Türkiye’ye gelen çoban, bir gün Kaynarca’dan geçerken Kaynarca Deresi’ne yakın bir kahvenin kapısında asılı bir değnek görür. Gözlerine inanamayan çoban yaklaşır ve değneği heyecanla inceler. Değnek yıllar önce Tuna Nehri’nde kaybolan değneğidir.
Ona bakan meraklı gözlere, değneğin kendisine ait olduğunu iddia etse de kimseyi inandıramaz. ”Biz onu Kaynarca Deresi’nin içinde yüzerken bulduk, nasıl olur?” derler. Çoban da değneğin bir ucundaki burgulu boşluğa patronundan aldığı altınları yerleştirdiğini söyler. Burgulu yeri açar ve altınlarına kavuşur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder